Dolgu Uygulamaları
Dolgu Maddeleri: Artısıyla Eksisiyle Dolgu Enjeksiyonları
Yüzümüzün dört ana yapısal bileşeni vardır. Bunlar; cilt, yağ, kas ve kemiktir. Yaşlandıkça, bu yapılarda hacim kaybı görünür ve yaşlanma belirtilerinin çoğuna ne yazık ki katkıda bulunur. Bu durumun giderilmesine dolgu maddeleri yardımcı olabilir.
Zamanla, yüzdeki yaşa bağlı kemik kaybı, çene çizgisinin geri çekilmesine, burnun aşağıya doğru düşmesine ve elmacık kemiklerinin kaybolmasına neden olabilir. Bunun yanı sıra, yüz kaslarının hacim ve elastikiyeti azalır ve zamanla kaybolan yağ dokusu da yaşlanma belirtilerini daha da vurgular. Son olarak, cilt gerilir ve elastikiyetini kaybeder. Bu durum; yağ, kas ve kemik tarafından sağlanan ciltte;kırışıklıklara, sarkmalara ve diğer bilinen yaşlanma belirtilerinin oluşmasına yol açar.
Doktorunuzun kliniğinde gerçekleştirilecek bir dolgu enjeksiyonu, çizgileri yumuşatmaya ve ciltteki kaybolan hacmi yenilemeye yardımcı olarak, daha genç bir görünümü size geri kazandırabilir.
Dolgu Maddeleri Nedir?
Dolgu maddeleri, cilt altına enjekte edilen yumuşak, jel benzeri maddelerdir. Derin göz altı halkalarının yumuşatılması, elmacık kemiklerinin kaldırılması, dudakların volumlendirilmesi, dudak çizgilerinin ve nazolabial kıvrımların giderilmesi, (burnun yanından ağzın köşelerine kadar uzanan kırışıklıklar) ellerin gençleştirilmesi de dahil olmak üzere bir dizi yaygın cilt problemini tedavi edebilir.
Dolgu maddeleri, bazıları doğal olarak ve bazıları sentetik olmak üzere çeşitli maddelerden oluşabilir. Dermal dolgu maddelerinde kullanılan en yaygın bileşiklerden biri hiyalüronik asittir (HA). HA, cildimizde doğal olarak bulunan bir maddedir ve cildin nemli ve hacimli kalmasında önemli bir rol oynar. HA dolgu maddeleri, spesifik kimyasal yapılarına bağlı olarak, vücut tarafından yavaş yavaş emilmeden önce altı aydan çok daha uzun süre cilt yüzeyinde kalabilmektedir.
Hyalüronik asit dolgu maddelerinin en önemli faydalarından biri, enjekte edildiğinde doğal bir görünüm sağlamalarıdır. Diğer bir faydası ise, olumsuz bir durumla karşılaşılması durumunda veya kişinin görünümü beğenmediği takdirde özel bir çözelti ile çözülebilmesidir. Ayrıca, çoğu Hyalüronik asit dolgu maddesi, tedavi sırasında konforu en üst düzeye çıkarmak için ağrıyı hafifletme özelliği olan lidokain maddesi ile karıştırılarak da uygulanabilmektedir.
Mevcut diğer dolgu maddeleri arasında kalsiyum hidroksilapatit, poli-L-laktik asit, polimetilmetakrilat ve otolog yağ (vücudunuzun başka bir kısmından nakledilen yağ) bulunur. Kalsiyum hidroksilapatit, insan kemiklerinde doğal olarak bulunan mineral benzeri bir bileşiktir. Diş hekimliği ve rekonstrüktif plastik cerrahide uzun yıllardan beri güvenilir bir geçmişe sahiptir. Polilaktik asit, kolajen üretimini uyarmaya yardımcı olan sentetik bir dolgu maddesidir. Bu dolgu diğer dolgu maddelerinden farklıdır, çünkü sonuçları kademelidir; vücudu kolajen üretmeye teşvik ettiği için, etkisi birkaç ay içerisinde ortaya çıkar. Polimetilmetakrilat yarı kalıcı bir dolgu maddesidir. Biyolojik olarak daha kolay çözünebilen dolgu maddelerine kıyasla, daha dayanıklı olmasına rağmen, topaklar oluşturma veya cilt altında görünür olma gibi potansiyel komplikasyonlara sahiptir.
Bu maddelerin her birinin kendi artıları ve eksileri vardır, ayrıca birbirlerinden farklı yoğunlukları, ömürleri ve dokuları vardır. Bu da belirli bir malzemenin yüzün belirli bir alanına veya istenen sonuca az veya daha çok uygun olabileceği anlamına gelir. En doğru tipte dolgu maddesinin seçilmesi için;alanında tecrübeli bir doktorun yüz anatomisi hakkında kapsamlı bir bilgiye sahip olması ve mevcut dolgu maddelerinin çeşitliliğine ve ilgili enjeksiyon tekniklerine aşina olması gerekmektedir. Ancak tecrübeli bir doktor, yüzünüzde sorun ettiğiniz bölgeleri iyice değerlendirecek, yaptıracağınız işlemden sonra görmeyi umduğunuz durumu anlayacak ve en iyi estetik sonucu elde edebilmek için tedaviden önce, tedavi sırasında ve sonrasında neler olacağını gözden geçirecektir.
Dolgu maddeleri ancak doğru ellerde güvenli ve etkilidir.
Dolgu enjeksiyonunu uygulamak için doğru doktoru bulmak en önemli anahtardır. Alanında deneyimli, tedavileri sağlık bakanlığı onaylı ortamlarda gerçekleştiren bir doktordan hizmet aldığınızdan emin olmanız önemlidir. Bunu anlamak için doktorunuz ve yaptıracağınız işlem hakkında soru sormaktan çekinmeyin.
Doktorunuzla aranızda gerçekleştireceğiniz doğru hazırlık ve iletişim sayesinde yapılan işlemlerde; daha doğal, güzel ve güvenli sonuçlar elde edebilmeniz mümkün olacaktır.